İdris Koçovalı’nın kendi elleriyle kurduğu Çukur, İstanbul’un kalbi, hatta ta kendisidir! Bu mahallede, yaşayanları tehdit edecek tehlikelere yer yoktur. Gündüzleri kimyager olarak çalışan, geceleri ise müzisyen kimliğiyle sahnenin tozunu attıran Yamaç, yıllar önce bir sebepten ötürü bu mahalleden kaçmıştır. Genç adamın hayatı, tıpkı kendisi gibi deli dolu bir karaktere sahip olan Sena ile yollarının kesişmesiyle tamamen değişir. İkili tutkulu bir aşkın içine sürüklenirken, Çukur ise Vartolu’nun gelişiyle yakında patlayacak bir fırtınanın eşiğine gelir. Bu fırtına, Yamaç’ı da Çukur’a ve uzun zaman önce terk ettiği geçmişine sürükleyecektir. Zaten eninde sonunda herkes bir gün Çukur’a geri dönecektir.